evlilik – Avukat Özge ATA https://www.ozgeata.av.tr Wed, 12 Oct 2022 16:01:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.5.2 Evlilik Birliğinin Sarsılması Şartları https://www.ozgeata.av.tr/evlilik-birliginin-sarsilmasi-sartlari/ https://www.ozgeata.av.tr/evlilik-birliginin-sarsilmasi-sartlari/#respond Wed, 12 Oct 2022 13:29:44 +0000 https://www.ozgeata.av.tr/?p=7844 Evlilik Birliğinin Sarsılması Şartları; Ülkemizde ve Bursa’da avukatlık hizmeti verdiğimiz dosyalarda gerçekleşen boşanmaların yüzde itibariyle çok büyük bir çoğunluğu halk dilinde ‘’şiddetli geçimsizlik’’ hukuk dilinde ‘’ evlilik birliğinin sarsılması’’ sebebine dayanmaktadır.
( M.K.166) Her ailede olabilecek küçük tartışmalar, dargınlıklar ve kırgınlıklar evlilik birliğinin sarsılması anlamına gelmemektedir. Evlilik birliğinin sarsılması nedir? Şartları nelerdir incelersek;
Evlilik birliğinin sarsılması nedir? Şartları nelerdir
Bursa Avukat Özge Ata

Evlilik birliğinin sarsılması nedir? Şartları nelerdir?

1) ŞARTLARI


Evlilik birliğini TEMELİNDEN sarsılması olması ve Ortak Hayatın çekilmez hale gelmiş olması gerekmektedir. Bu iki şart birlikte bulunduğunda evlilik birliğinin sarsıldığı kabul edilir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması demek eşler arasında oldukça ciddi ve şiddetli bir anlaşmazlık bulunması anlamına gelmektedir. Ortak hayatın çekilmez hale gelmesi ise sübjektif bir şarttır. Kişiden kişiye göre değişmektedir. Hakimin burada takdir yetkisi oldukça fazla olup dikkatli bir şekilde bu durumu çözmesi gerekmektedir. Keza eşler arasında biri için çekilmez olan bir durum diğeri için aynı değer yargısına sahip olmayacaktır. Bu karar verilirken hakim tarafından boşanma davasında kişinin mizacı, öğrenim durumu, kültürel hayatı, sosyal konumu ve yetişme tarzı göz önünde bulundurulur.

2-) KUSUR DURUMU


Davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır.(M.K166/2) Eşlerden her biri kusurlu olsa dahi boşanma davası açabilecektir. Eşlerden her ikisi de kusurlu olsa veya her ikisinin de kusuru bulunması dahi boşanma davası açabilmektedir. Davacının davalıdan daha kusurlu olduğu ispat edilirse davanın reddedilmesi gerekir.

Kumar Bağımlılığı Sebebiyle Evlilik Birliğinin Yükümlülüklerini İhmal

Kumar bağımlılığı sebebiyle evlilik birliğinin yükümlülüklerini ihmal eden kişilere karşı açılacak boşanma davasında eşin tam kusurlu olduğu kabul edilir. Nitekim Yargıtay İçtihatlarında da kumar oynayarak evlilik birliğinin yükümlülüklerini ihmal etmenin boşanma sebebi olduğu ve eşin tam kusurlu olduğu belirtilmektedir!

” Toplanan delillerle davalı erkeğin kumar alışkanlığının bulunduğu , kumar alışkanlığı sebebiyle birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı ava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde reddi doğru görülmemiştir. ” (YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ 25.06.2019 Tarih, 2018/3192 ESAS. 2019/7665 K.)

” Toplanan delillerden davalı erkeğin iddia ve kumar sebebiyle borçlandığı, faturaları ödeyemediği böylelikle birlik görevini ihmal ettiği ve ekonomik yönden aileyi zorluğa düşürdüğü, buna karşın davacı kadının eşine karşı sarf ettiği hakaret içerikli sözlerin tepki niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Kadının bu davranışı kusur olarak olarak yüklenemeyeceği gibi kadının başkaca kusurlu davranışı da kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tam kusurludur. ”

Eşe Hakaret, Ailesi ile Görüşmemek, Eşin Ailesine Hakaret

Evlilik birliği içinde eşine sürekli hakaret etmek ve eşin ailesiyle görüşmemek, eşin ailesine karşı hakaretlerde bulunmak boşanma davasında kişiyi kusurlu gösterecektir. Boşanma davasından kaynaklı maddi manevi tazminat hakkı doğabilmesi için eşlerden birinin diğerine göre ağır kusurlu olması gerekmektedir. Eşit kusur olması durumunda taraflar lehine maddi ve manevi tazminat hükmedilmeyecektir. Yargıtay kararları bu yöndedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/7571 E. , 2013/30580
“…Mahkemece, davacı-davalı koca daha ziyade kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, eşine sürekli olarak hakaret ettiği, ailesi ile görüşmesini istemediği, buna karşılık davacı-davalı kocanın da kumar oynadığı ve çıkan tartışmada “…bana laf yetiştirme sana bir vurursam camdan dışarı çıkarsın” dediği müşterek konutu terk ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken; mahkemece davacı- davalı kocanın ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak da eşit kusurlu kadın yararına maddi ve manevi tazminata (TMK md. 174/1,2) hükmedilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir…”

Yargıtay,2. Hukuk Dairesi 2013/24293 E. , 2013/30445 K.
“…Toplanan delillerden; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; davalı kadının eşine sopayla saldırıp, tehdit ettiği, davacı kocanın da birlik görevlerini yapmadığı, kumar ve şans oyunlarına para harcayarak eve haciz gelmesine sebep olduğu, alkol alıp eşine hakaret ettiği; olaylarda iki tarafın da kusurlu olduğu, birinin kusurunun diğerinden üstün tutulamayacağı, bu halde taraflar eşit kusurlu iken davacı kocanın daha ziyade kusurlu olduğunun tespiti doğru değildir. Ne var ki, bu yön ilk incelemede gözden kaçırıldığından, davacı kocanın kusur belirlemesine yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin 24.06.2013 gün 2013/6097-17636 sayılı bozma kararının davacı kocanın daha ziyade kusurlu olduğuna ilişkin bölümünün kaldırılmasına; tarafların eşit kusurlu olduğunun tespiti ile hükmün değişik gerekçeyle bozulmasına karar vermek gerekmiştir… “

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/6335 E. , 2014/8205 K.
“…Mahkemece, davalı-davacı (koca)’nın daha ağır, davacı-davalı (kadın)’ın ise az kusurlu olduğu belirtilerek her iki tarafın davasının kabulü suretiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davalı-davacı (koca)’nın devamlı kumar oynayıp borçlandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, eşini başkalarıyla birlikte olmakla itham ettiği, buna karşılık davacı-davalı (kadın)’ın da, kayınvalide ve kayınbiraderine “niye geldiniz köpekler” şeklinde hakaret ettiği, eşine “pezevenk” dediği, sürekli olarak “köpek” şeklinde hitap ettiği ve evden kovduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken mahkemece kocanın ağır, kadının az kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de her iki tarafında boşanma davasının kabulü doğru olduğundan tarafların karşılıklı boşanma davalarına yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün boşanmaya ilişkin bölümlerinin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK md. 438/son), bu sebeple davacı-davalı (kadın)’ın bu yön ve diğer yönlere ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Eşler Arasında Hukuki Delil

Müşterek konutta birlikte yaşayan eşler arasında kilitli olmayan yerden zorla elde edilmeyecek bir delil elde edilmişse bunlar hukuka uygun delil olup mahkemeye sunulabilir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2002/2-617 E. 2002/648 K. sayılı Kararı şu şekildedir:

“…Somut olayda, tarafların birlikte yaşadığı evde evi terk ettikten sonra kilitli olmayan yerden elde edilip mahkemeye sunulan zor ve tehdit ile ele geçirildiği savunulmayan ve davalı tarafından tutulduğu tartışmasız olan…

Aynı evde yaşayan kadın, kocanın bu delilleri ele geçirilebileceğini bilebilecek durumdadır. Kocanın yatak odasındaki bir dolabın içinde ya da yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi, bu mekanın eşlerin müşterek yaşamlarını sürdürdüklerini bir yer olduğundan kadının gizli mekan kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekânda bulduğu bir delili hukuka aykırı yollardan ele geçirmiş sayılamaz.”

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2002 yılında verdiği bir kararla, aynı çatı altında yaşayan eşlerin özel hayatlarının içiçe geçtiğini, özel alan sınırlarının muğlaklaştığını, bu nedenle eğer bir eş diğerinin günlük, mektup veya fotoğraflarını zorla veya tehditle ele geçirmeyip evde bulmuşsa, karşı tarafın özel alanına ilişkin dahi olsa, bunların boşanma davasında delil olarak kabul edileceğine karar vermiştir.

Kural olarak, eşin kişisel verileri, diğer eş tarafından boşanma davasında ispat vasıtası olarak kullanma amacıyla elde edilmiş ise KVKK m.5 II (e) kapsamına girmelidir. Bu nedenle eşlerden birisi diğer eşin açık rızası olmaksızın gerek ani gelişen olay kapsamında gerekse boşanma davasında ispat vasıtası olarak kullanmak amacıyla veriler elde edilmiş olsun, KVKK m.5 II (e) çerçevesinde delil hukuka aykırı addedilemeyecektir. KVKK m.5 II (e) belirtilenler çerçevesinde HMK m.189 II’nin dar yorumlanmasına neden olmaktadır; zira KVKK m.5 II (e) kapsamına giren durumlarda artık hukuka aykırılıktan değil, delilin KVKK m.5 II (e) kapsamında elde edildiği, Kanuna dayandığı ve bu şekilde hukuka uygun olduğu kabul edilebilir. Boşanma davalarında eşin kişisel verisi, diğer eşin rızası olmaksızın elde edilmişse dahi ispat vasıtası olarak kullanılmışsa, ispat hakkının korunması ve kullanılması amacıyla yapılan bu işleme faaliyetinin konusu, KVKK m.5 II (e) gereği hukuka aykırı delil olarak nitelendirilemeyecektir. Bu halde; KVKK m.5 II (e) ile hukuka uygun olarak tespit edilen delil, HMK m.189 II’ye göre hukuka aykırılığın kapsamı içerisinde değerlendirilmemelidir.

Sosyal Medya Kullanımı Boşanma Sebebi Mi?

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/19849 Esas, 2015/4186 Karar

Mahkemece, “davalıya yüklenebilecek ve davacı için boşanmayı haklı gösterecek herhangi bir kusurlu hareket kanıtlanamadığı” gerekçesiyle dava reddedilmiş, davalının internet ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesine sıklıkla girmesi kusur olarak görülmemiş, bu durumun Almanya’da yaşayan kadın için normal olduğu yargısına varılmıştır.
Davalının hem mobil telefonundan hem de bilgisayardan sürekli olarak internete girdiği ve Facebook isimli sosyal paylaşım sitesini kullandığı, bu şekilde kuşku çeken tutum ve davranışlarda bulunduğu, son olarak da Almanya’ya döndükten iki gün sonra “Talat’tan ayrılacağını, boşanmak istediğini” söyleyerek evi terk ettiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinde eşler, birlikte yaşamak ve birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler. Davalının “eşinden boşanacağını” söyleyerek evi terk etmesi, birlikte yaşamaktan kaçınma ve zamanının çoğunu sosyal paylaşım sitesi ve internette geçirmesi, evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama konusundaki özen yükümlülüğüne (TMK.md.185/2) aykırı olup, diğer taraf için ortak hayatı çekilmez kılar. Gerçekleşen bu duruma göre, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir.

Evlilikte Mahrem Sırları 3.Kişilere Anlatılması

Evlilikte Mahrem Sırları 3.Kişilere Anlatılması Evlilik Birliğini Temelinden Sarsar Ve Evlilik Birliğinin Devamına İmkan Vermeyecek Derecede Geçimsizlik Olduğunu Gösterir. Nitekim Yargıtay Görüşleri De Bu Doğrultudadır.

Y, 2. HD, 2020/6186 E.,2021/782 K.
“…davalı kadının da ortak çocuklara hakaret ettiği, eşinin ailesini istemediği ve aile sırlarını çevresi ile paylaştığı anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı erkek dava açmakta haklıdır.”

Eşinden Şiddet Görme ve Tazminat

Y. , 2. Hukuk Dairesi 2007/2175 E.,2007/15793 K.
“..Koca tarafından açılan boşanma davası (2003/395 Esas) davacının ağır kusurlu (dövme, bıçakla saldırma) olması nedeniyle reddedilmiş , temyiz edilmeksizin 4.1.2002 günü kesinleşmiştir. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak * davalı yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir…”

Eşinin İstememesine Rağmen Erkek Arkadaşlarını Eve Davet Etmesi

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 15.02.2018 Tarihli 2016/10936 Esas 2018/1949 Karar
“.. eşinin istememesine rağmen erkek arkadaşlarını eve davet ettiği ve eşine birden fazla fiziksel şiddet uyguladığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ..”

Eşin Evi Terketmesi Kusuru

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1167 E. 2020/2119 K.
Davacı-davalının ilk boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratma ve birlikte yaşamaktan kaçınma şeklinde gerçekleşen kusurlu davranışları davalı-davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 174/2. maddesinde düzenlenen manevi tazminatın koşulları oluşmamıştır. O halde, davalı-davacı nın manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

İlgili yargıtay kararları da davalının evini terk ederek kusurlu olduğunu açıklar niteliktedir, boşanma davasının bu durumda kabulü gerekmektedir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/3025 Esas ve 2020/6823 Karar sayılı kararında “Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için, ayrılık en az dört ay sürmüş ve bu durumun devam ediyor olması gerekir. Bu sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz (TMK m.164). Toplanan delillerden, davacı-davalı kadının 26.05.2016 tarihinde müşterek haneden ayrıldığı, ihtarın ise 27.09.2016 tarihinde, kanunda öngörülen (TMK m.164/1) dört aylık süre dolduktan sonra istenildiği anlaşılmaktadır. Olayda bu şarta uyularak ihtar istenmiştir. Terk ihtarı davacı-davalı kadına 05.10.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan birleşen davanın 06.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasını kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan açtığı için reddi gerekirken, ihtarın samimi olmaması nedeniyle reddi doğru olmamıştır. Davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, kocanın boşanma davasının reddine yönelik gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). ” denilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1543 Esas ve 2020/2776 Karar sayılı kararında “ Taraflar karşılıklı boşanma davaları açmış, mahkemece tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek her iki davanın kabulüyle boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı karşı davacı erkek tarafından Kocaeli 2. Aile Mahkemesi’nin 2017/378 D. iş sayılı dosyası ile davacı karşı davalı kadına 13.07.2017 tarihinde terk ihtarı çekildiği, bu ihtar ile birlikte ihtardan önceki döneme ait davacı karşı davalı kadının kusurlarının davalı-karşı davacı erkek tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, davacı-karşı davalı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığının da ispatlanamadığı, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına fiziki şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadını evden kovduğu ve ihtiyaçlarını karşılamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı-karşı davacı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmekte olup mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2019/8660 Esas ve 2020/1922 Karar sayılı kararında “ İlk derece mahkemesi, kadının eşine, eşinin ailesine ve ortak çocuğa hakaret ettiğini ve sık sık tartışma çıkararak evi terk ettiğini; erkeğin de eşine fiziksel ve sözlü şiddet uygulayarak onu evden kovduğunu belirterek tarafların eşit kusurlu olduklarına hükmetmiştir. lk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince; eşine, eşinin ailesine ve ortak çocuğa hakaret eden ve sık sık tartışma çıkararak evi terk eden kadın ile eşine fiziksel şiddet uygulayarak onu kovan erkeğin eşit kusurlu olduğundan bahisle; tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Tarafların bölge adliye mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusur durumlarına göre, davalı-karşı davacı erkek, davacı-karşı davalı kadına göre ağır kusurludur. Bu itibarla, bölge adliye mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu taleplerinin reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. ” denilmiştir.

Eşlerin Anlaşmalı Boşanması

Evlilik birliğini devam ettirme konusunda isteğini ve inancını kaybeden çiftler eğer boşanmak için sebep veya kusur bildirmek istemiyorsa şiddetli geçimsizlik olduğunu sebep göstererek bu olayların içeriğine girmeden boşanma davası açabilir. Bunun için belli şartlar gereklidir. Bu şartlar;

1-) Evlilik birliğinin en az bir yıl sürmüş olması gerekir.

2-) Eşlerin boşanmak üzere mahkemeye birlikte başvurması veya bir eşin açtığı davayı ötekinin kabul etmesi gerekir.

3-) Hâkimin tarafları bizzat dinlemesi

4-) Hâkimin tarafların boşanmanın mali sonuçlarına ve çocukların durumuna ilişkin düzenlemelerini uygun bulması gerekir.

Dört şartın sağlanması durumunda taraflar anlaşmalı şekilde kısa sürede boşanma davasını tamamlamış olacaktır. Davalarınızın takibini güvendiğiniz bir avukat aracılığı ile yapmanız maddi manevi zarara uğramanızın ve geri dönülmez yollara girmeden çözüm üretmenizde fayda sağlayacaktır. Sizleri hukuk büromuzda görmek isteriz.

Bursa boşanma avukatı Özge Ata

]]>
https://www.ozgeata.av.tr/evlilik-birliginin-sarsilmasi-sartlari/feed/ 0
Bursa Boşanma Avukatı https://www.ozgeata.av.tr/bursa-bosanma-avukati/ Tue, 01 Dec 2020 17:54:38 +0000 https://www.ozgeata.av.tr/?p=7191 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yer alan boşanma, çiftlerin farklı nedenlerle çekişmeli ya da çekişmesiz olarak evlilik birliğinin sona ermesi anlamını taşır. Evlilik birliğinin bozulmasına ilişkin nedenler belirli maddelerde koruma altına alınmıştır. Boşanma ile ilgili gereken tüm hukuki işlemleri ve süreçleri takip etmek bireysel anlamda yapılması zor bir işlemdir. Bu nedenle Bursa boşanma avukatı gibi işinin uzmanı vekil aracılığı ile işlem yapmak boşanma sürecini daha kolay atlatmanızı sağlar. Yaşanan hak kayıplarının önüne geçerek bu aşamada gereken diğer delillerin, gerekçelerin ve tanıkların bir araya getirilmesi ile boşanma hukuki çerçevede gerçekleşir.

Boşanmada Hukuki İşlemler

Boşanma nedenine bağlı olarak gelişen bazı hukuki işlemler vardır. Sürelerin yer aldığı bu işlemlerde gerekli zamanda yapılması hak kayıplarını engeller. Boşanma sürecinin sancılı geçmesi, her iki taraf içinde sağlıklı gelişmeyebilir. Yanlış kararlar ya da hatalı işlemler sebebi ile boşanma süreci gereksiz yere uzayabilir.

Boşanma davasında;

  • Geçici tedbir nafakası
  • Geçici velayet
  • Çekişmeli boşanma süreci
  • Anlaşmalı boşanma protokol sözleşmesi
  • Boşanma dilekçesi
  • Delil ve tanıkların sunulması
  • Sadakat yükümlülüğüne uyulmaması adına tazminat davası
  • Mal paylaşımı
  • Önce yapılan evlilik sözleşmesinin işleme alınması
  • Mal rejiminin işleme alınması
  • Koruma kararı alınması

Boşanma görüldüğü üzere kolay bir süreç değildir. Öncelikle kişilerin anlaşmalı boşanma ya da çekişmeli boşanma sürecini belirlemeleri sonrasında, diğer işlemlerin yapılmasının zul olmaması adına davanın derhal başlatılması gerekir.

Çekişmeli Boşanma Süreci

Çekişmeli boşanma sürecinde müşterek çocuğun varlığı, eşler arasında yapılan evlilik sözleşmesi ve mal paylaşımı gibi süreçlerin başlatılması önemlidir. Öncelikle boşanmanın gerçekleşmesi beklenmek istense de çekişmeli boşanma süreci uzun bir süreyi kapsadığından tazminat dâhil tüm davalar önceden başlatılabilir. Çekişmeli boşanmada ayrılık kararı verilmesi halinde tedbir nafakası talep edilebilir. Bunun için işinde uzman Bursa boşanma avukatı sizlere hukuki desteği sağlayabilir. Süreç takibi ve hakların korunması kapsamında hızlı bir şekilde dava süreci başlatılır.

Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma çiftlerin belirli bir konu üzerinde anlaşarak hak ve taleplerinin sözleşmeye bağlandığı boşanmalardır. Kısa sürede sonuç veren bu anlaşmanın hak kaybı yaşanmaması için muhakkak Bursa boşanma avukatı ile yapılması, sözleşmenin vekil aracılığı ile düzenlenmesi gerekir. Anlaşma maddelerinin içeriği kapsamlı ve açık olmalıdır. Evlilik birliği sona erdiğinde boşanma için yapılan protokollerde yer alan bazı maddeler kişilerin haklarından vazgeçmelerine yönelik olabilir. Kişi anlaşmalı boşansa da tazminat davalarından vazgeçmediğini beyan edebilir. Bu nedenle bilinçli bir şekilde hazırlanması önemlidir.

Boşanmada Velayet

velayet 1

Boşanma sürecinde tam olarak bilinmeyen velayet süreci sonrasında büyük sıkıntılar yaratabilir. Belirli yaş grupları için mahkeme tarafından çekişmeli boşanma sürecinde mahkeme tarafından geçici velayet anneye verilir. Bu konuda istisnai durumlarda annenin kusurlu olması ve çocukların üstün yararı gereği anneye verilmeyebilir. Hukuk mahkemelerinde sunulan şahitlerin önemi büyüktür.

Sadakat yükümlülüğüne uymamak, evlilik birliğinin temelden sarsılması, şiddetli geçimsizlik ve ağır kusurluluk halleri bu konuda kişilerin haklarını aramasını gerektiriyor. Geçici velayet ile birlikte velayeti alan kişiye karşı tarafın nafaka bedeli ödemesi gerekmektedir. Bu konuda süreç farklı işlemektedir. Geçici velayetin verilmesi ile birlikte nafaka çocuk ve maddi olanakları yetersiz anneye destek amaçlı ödenmesi hüküm altına alınır.

Boşanmada Mal Paylaşımı

Mal paylaşımında yapılan yeni düzenleme ile belirli tarihlerden önce mal rejimi uygulaması farklıdır. Bu tarihlerin avukat tarafından bilinmesi sizlerin haklarının korumaktadır. Düzenleme öncesi ve sonrası alınan malların paylaşımı hüküm altına alınmıştır. Yeni mal paylaşımında evlilik sonrası tüm mallar eşler arasında ortak paylaştırılır.

Kişisel mallar ise sözleşme ile belirtilmediyse onlarda paylaşılır. Mal rejiminde ise eşlerden kimin üzerine kayıtlı ise mallar o kişiye verilirdi. Boşanma sürecinde alınan malların mal rejimine ve mal paylaşımına dâhil olması ile gerekli işlemlerin yapılması, mal kaçırmayı önlemek adına önemlidir. Mal kaçırma yapıldı ise ona göre üçüncü şahıslardan talep edilmesi de yapılması gereken hukuki işlemler arasında yer almaktadır.

Tüm bu işlemlerin sağlıklı yürütülmesi, sürelerin kaçırılmaması ve hakların kaybedilmemesi adına Bursa boşanma avukatı sizlere destek oluyor. Boşanma davasına sebep olan nedenlerin dosya kapsamına alınması ileride tazminat davası açabilmek adına önemlidir. Dava süresince sizlere bilgi veren ve doğru yönlendiren bir vekil ile süreci doğru atlatabilirsiniz.

]]>