0 534 222 25 31
·
[email protected]
·
Pzt - Cum 09:00-18:30 / Cmt 10:00-16:30
Bursa, Avukat

Doğum Tarihinin Düzeltimi

Nüfus Kayıtlarındaki Doğum Tarihinin Düzeltimi
bosanma tazminat davasi

NÜFUS KAYITLARINDAKİ DOĞUM TARİHİNİN DÜZELTİMİ

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından adli yardım istemli olarak temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
T.C YARGITAY 8.Hukuk Dairesi
EsasEsas: 2020/ 2689
Karar2021 / 2401
Karar Tarihi17.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

K A R A R

… … 04.05.2007 tarihli davanamesinde, … hakkında yürütülen soruşturma kapsamında alınan rapora göre 18 yaş sonu ile uyumlu olduğu gerekçesi ile …’ın 1992 olan doğum yılının 1988 olarak düzeltilmesi talep edilmiş; mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar 08.08.2007 tarihi itibari ile kesinleştiği gerekçesi ile nüfus kayıtlarına işlenmiştir.

Davalı … vekili, kesinleştirme işleminin usulsüz olduğu, davada taraf teşkili sağlanmadığı gibi davalının 1992 doğumlu olduğunu ileri sürürek adli yardım talepli olarak mahkeme kararını temyiz etmiştir.

Dava, Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan yaş düzeltimine ilişkindir.

Kararı temyiz eden davalı vekili tarafından kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talep edildiğine göre, bu talep hakkında karar verme yetkisi kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtay’a aittir (HMK.mad.336/3). Devletin mahkeme harcı almasındaki menfaati ile başvuranın mahkeme vasıtasıyla hakkını korumadaki çıkarları arasındaki adil denge, Anayasanın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile bu kapsamda adalete ve mahkemeye erişim hakkı dikkate alınarak adli yardım talebi yerinde görüldüğünden, HMK’nin 334 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, davalının maktu temyiz harç ve giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasına karar verilerek, işin esasının incelenmesine geçildi.

Velayete dair hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 335 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 335.madde gereği ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altında olup yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir (336.md). Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir(337.md).

7201 sayılı Tebligat Kanunun 11/son maddesinde “kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.” hükmü yer almaktadır.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, yaşı düzeltilmek istenen …’ın doğum tarihinin 29.07.1992 olduğu, davaname tarihi olan 04.05.2007 tarihi ve son olarak kararın kesinleştirildiği 08.08.2007 tarihi itibari ile ergin olmadığı, davada davalı olarak ergin olmayan …’ın gösterildiği, dava dilekçesi ve mahkeme kararının … adına tebliğe çıkartıldığı ve sonuç olarak kararın kesinleştirilmiş olduğu anlaşılmıştır.

Mahkemece, her ne kadar temyiz edilmediğinden hüküm kesinleştirilmişse de hükmü temyize getiren davalı …’ın yasal temsilcilerine mahkemenin gerekçeli kararı usulüne uygun tebliğ edilmediğinden ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32. madde uyarınca da davalının muttali olduğu tarih kanıtlanamadığından kesinleşme yapılması doğru görülmemiş olup hüküm davalı vekilince süresinde temyiz edildiği kabul edilmiştir.

6100 sayılı HMK’nin 52.maddesi gereğince medenî hakları kullanma ehliyetine sahip olmayanlar davada kanuni temsilcileri tarafından temsil edilir. Kanuni temsilci veya iradi temsilciler davanın tarafı olmadıklarından, davanın tarafı olan gerçek veya tüzel kişiyi yargılamada temsil eden kişiler olup kanundan doğan yetkililerini davada kullanırlar. HMK’nin 119/1-ç maddesi gereği kanuni temsilci, dava dilekçesinde gösterilmek zorunda olup, kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması aynı Kanunun 114/1-d maddesi gereği dava şartları arasında sayılmıştır.

Dava dilekçesinin usulsüz tebliği ile davadan haberdar olamayan muhatabın savunma hakkını kısıtlanacağından, Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS’nin 6. maddesi hükmü uyarınca “adil yargılanma hakkı”na, Anayasanın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.

6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca, davanın tarafları kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını da içermektedir. Taraf teşkili ve kanundan kaynaklanan yasal temsil kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.

Somut olayda; doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen …’ın ergin olmadığı, bu sebeple küçüğün velayet hakkına dayanılarak anne ve babasına, çocuk vesayet altına alınmışsa vasisine karşı davanın yöneltilerek gösterdikleri deliller toplanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen kayden 29.07.1992 doğumlu …’ın ana ve babasının, velayet hakkı kaldırılmış ise vasisinin davalı olarak davaya dahil edilmeden yargılamanın sürdürülerek davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.

Mahkemece, yaşı düzeltilmek istenilen …’ın ergin olduğu da dikkate alınarak usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenle kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Diğer yargıtay kararlarına göz atabilirsiniz.

Farklı Yargıtay Kararları

Doğum Tarihinin Düzeltimi

Nüfus Kayıtlarındaki Doğum Tarihinin Düzeltimi - Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup

Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin

/ /
Çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin - Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Boşanma Davası – Gördüğü Şiddet – Tazminat

/ /
Boşanma davası - Davacının evlilik içerisinde gördüğü şiddet nedeniyle talep ettiği manevi tazminat isteğinden anlaşmalı boşanma sırasında feragat ettiği - Davanın reddi gereği - Hükmün bozulduğu.

Boşanma ve Tazminat Davası – Metres Hayatı Yaşayarak Aldatma Eylemi

/ /
Boşanma ve tazminat davası - Türk kanunu medenisi hükümlerinin uygulanması - Metres hayatı yaşayarak uzun süredir aldatma eylemi

Karşılıklı Boşanma Davası

/
Karşılıklı boşanma davası - kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu - hükmün bozulması

Boşanma Davası, Kişilik Hakları

/
Boşanma davası - boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gereği

Feragat Edilen Anlaşmalı Boşanma Davası

/
Boşanma davası - feragat edilen dava münhasıran kanunun ilgili maddesine dayalı olarak açıldığına göre anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaları affedildiği anlamına gelmeyeceği